Gelsin hayat bildiği gibi

by Dr. Sema Nur Öz Keskin

Evden çıktığımda 15 yaşındaydım. Liseyi yatılı okudum. Sonra başka şehirde Tıp Fakültesi. En son okuldan gelip, sıcak yemek bulduğumda sanırım 8.sınıftım. Senelerce bir sürü valiz, koli koli kitap taşıdım. Ailesinin yanında olanları kıskandım. Özellikle lisede epey ağladım, dönmek istedim. Ama bir şekilde devam ettim. Eşimle son sınıfta nişanlandık, okul bitince evlendik. Bu arada doğu görevi yaptım. Eşimin yanına, İstanbul’a bile zor geldim. Hiç gelmedi aklıma, ailemden uzak bir şehire yerleşmenin zorlukları olabileceği. Alışkındım, hiç tereddüt etmedim. Şimdi kendi ailemden ve eşimin ailesinden uzak bir şehirde 2 çocuk büyütüyorum, çalışıyorum ve üstelik eşim de işi sebebiyle çok sık seyahat ediyor. Elbette çok yoruluyorum, tükeniyorum, bazen deliriyorum ama bir şekilde idare ediyorum. Geriye dönüp baktığımda, tüm hayatımın aslında beni buna hazırladığını fark etmeye başladım. Arada aileleri yanında olan arkadaşlarımı görmesem içinde bulunduğum durumun zorluğunu çok da fark etmiyorum. Ama fark ettiğimde; o yatılı okulda yatağında ağlayan küçük kız oluyorum tekrar. Uzun sürmüyor ama, hayatın zorluklarla birlikte güzellikler getirdiğini fark ettiğim bir yaştayım artık. Her seçimin, her vazgeçişin kendi içinde avantajları ve dezavantajları olduğunu kabul ettim. Evet kolay bir hayat yaşamıyorum ama bu seçimin aynı zamanda pek çok güzel yanını da yaşıyorum. Bunları görmemek, şükretmemek hep zorluklardan şikayet etmek hayatımı daha da zorlaştırmaktan başka bir şeye yaramıyor.

O zaman ne diyorduk, gelsin hayat bildiği gibi. İşimiz bu yaşamak.

You may also like

Leave a Comment